NEWROOZ PİROZ BE!

NEWROZ PİROZ BE! Yusuf Erdem Bugün (21 Mart 2021, günlerden Pazar) NEWROZ Bayramı.   21 Mart; baharın gelişini, doğanın uyanışını, doğal yaşamın canlanıp tazelenmesini, insanlarda yaşama sevinci ve özgürlük aşkının serpilip çiçeklenmesini simgeleyen bir bayram günü. Ortadoğu halkları olmak üzere birçok halk tarafından çok geniş bir coğrafyada kutlanmaktadır. Covit 19 pandemi (küresel salgın) ve gerici yönetimin çok yönlü baskı ve saldırılarına inat, başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen Ortadoğu halkları, bu yeniden doğuş bayramlarını meydanlarda kutlayacaklar, yaşanası bir geleceğe dair umutlarını tazeleyeceklerdir. Bilindiği gibi Newroz Bayramı’nın Kürt halkı için çok özel ve tarihsel bir anlamı vardır: Toprakları dörde parçalanarak sömürgeleştirilen; insanlarının özgür yaşama ve kendi…


BU DÜNYA BU ŞEKİLDE DEVAM EDEMEZ

BU DÜNYA BU ŞEKİLDE DEVAM EDEMEZ                                                                                         Yusuf ERDEM Bir avuç emperyalist-kapitalist haydutun hakimiyeti altındaki dünyamızda açlık, yoksulluk, sefalet ve o oranda öfke de büyüyor; bütün servet ve zenginlikler oluk oluk çok az sayıdaki tekelci kapitalistin kasalarına akıyor. Ülkeler arasındaki, zenginler ve yoksullar arasındaki büyük uçurumun, her yıl bir önceki Davos toplantısına göre daha da derinleştiği görülüyor. Önümüzdeki yıl, açlar ordusu hiç kuşkusuz daha da kitleselleşecek. İngiliz yardım kuruluşu Oxfam, dünya liderlerinin toplanacağı Davos Zirvesi’nde, yeryüzündeki adaletsiz gelir dağılımına dikkat çekmek için Credit Suisse’in verilerini kullanarak bir rapor hazırladı. Oxfam’ın raporunda dünyadaki gelir dağılımına ilişkin çok çarpıcı sonuçlar yer alıyor. 70 MİLYONER, 7 MİLYAR İNSANDAN…


YAŞAMA ÖVGÜ

YAŞAMA ÖVGÜ                                        Yusuf ERDEM Haydi sun bize tüm meyvelerini cömert Haziran, -tıpkı nisanın, mayısın bol bol sunduğu papatyalar, gelincikler, mine çiçekleri gibi- soğuk kış aylarında seni çok özledik, aylarca yollarını gözledik Sun bize meyvelerini bol bol, çeşit çeşit… Karadutunu, akdutunu, ekşi eriğini, ille de kütür kütür papaz eriklerini Akça armudunu, kara kirazını, al kirazını, Hala tadı damağımızda geçen yazın kaysıların. Ancak böylesi bir yazdan sonra çekilebilir Güz mevsiminin ağır hüznü.   Henüz çok erken; daha çok var ballı beyaz incirlere, Ve şeker tadında mor incirlere Hele hele dalında kurumuş küçük midillilere ne demeli Ve kehribar sarısı çekirdeksiz üzüm salkımlarına İlle de her bir tanesi…


DOĞRU VE GÜZEL YAŞADIM

  Yusuf ERDEM Belki pek uzun sayılmaz ama Doğrusu çok yoğun, çok güzel yaşadım. Henüz gencecik yıllarımda ne çok ölümler öldüm, ve ne çok hayatlar yaşadım. Çok ağır yaralar aldım kimi zaman Ne çok kanadım, ne büyük acılarla kıvranıp durdum. Çok ayrılıklar, dayanılmaz hasretler de yaşadım. Daha on yaşındaydı, kızımı bırakıp gittiğimde, ki yıllarca en çok baba hasretiyle kanadı yüreciği. Ama en uzun, en derin hasretlerden sonra  En tutkulu ve sevinç gözyaşlarının sel gibi aktığı, en güzel kavuşmaları da yaşadım. Kırları, ovaları, yalçın dağları da yaşadım, Denizleri de, adaları da yaşadım, Köyleri de, oba ve yaylaları da Kasabaları ve devasa kentleri de yaşadım 68’leri de,…


Grev Yasaklarını Grevle Aşalım!

(İŞBAŞI gazetemizin Ağustos sayısının ilk sayfa yazıları:) Grev Yasaklarını Grevle Aşalım! Burjuvazi karlarını çoğaltmak ve egemenliğini garanti altına almak için işçi sınıfına, emekçilere doludizgin saldırıyor. Bu saldırıyla işçi sınıfının örgütlenme,  grev, sendika, toplu sözleşme vb. bütün kazanımları elinden alınmaya çalışılıyor. İşçi sınıfı bu hakları, yasal olup olmadığına bakmaksızın mücadele ederek, grevle, eylemle burjuvaziden söke söke kopardı. Polis copu, biber gazı, jandarma dipçiği, işten atılma ve hapsedilme tehditlerine karşın bugün de aynı yolu izleyerek, yasaklara karşı görev ve eylem silahını kullanarak cevap veriyor, verecektir. Bu mücadelede işçi sınıfının, emekçilerin dayanak noktası yasallık değil, haklılıktır. Çünkü haklı olan işçi sınıfıdır.   ********* Darbenin Bir Yılı 15 Temmuz…


Selahattin Demirtaş serbest bırakılsın!

Selahattin Demirtaş serbest bırakılsın!                                                                               Yusuf ERDEM Change.org <[email protected]>; yukardaki imza kampanyasına katıldıktan sonra, yazdığım birkaç satırlık yoruma ilişkin bana “Yusuf, insanlar senin yorumunu beğeniyor.” İletisini gönderdi. Bu kısa yorumu siz dostlarımla da paylaşmak istedim: “Düşüncelerle baş edemeyenler, düşünenlere saldırlar.” diyor Paul Valery. Ne var ki zalimler, tarihin hiçbir döneminde farklı düşünenlere öfke, küfür. hakaret ve iftira yağdırmakla; muhaliflerine siyasi soykırım uygulamakla; aydın, yazar, gazeteci, bilim ve düşünce insanlarını işsizliğe ve açlığa mahkum etmekle… aklı ve özgür düşünceyi uzun süre susturmayı başaramamışlardır. Sadece siyasi ömürlerini daha da kısaltmış oluyorlar. Ve bugünün çapsız muktedirleri de er geç yaptıklarının hesabını mutlaka vereceklerdir. Bunun ne kadar yakınlaştırılabileceği ise, onlardan çok,…


Ahmet Şık’ın savunmasının tam metni: “Savunma yapmıyorum, itham ediyorum!..”

Ahmet Şık’ın savunmasının tam metni:   “Savunma yapmıyorum, itham ediyorum!..”   Cumhuriyet çalışanlarına yönelik davanın üçüncü duruşmasında savunma yapan Ahmet Şık, “Ben burada savunma yapmıyorum, ifade vermiyorum, aksine itham ediyorum” dedi ve “Cumhuriyet’te aradığınız çete, siyasi parti kılığında ülkeyi yönetiyor” diye ekledi. Şık, savcının sorgusunda ‘İddianamedeki suçlamalara değinmediniz.’ demesi üzerine, “İddianamenin üzerinde pek durmadım. Bence siz de pek kaale almayın” diye cevap verdi.   “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla tutuklanan Cumhuriyet gazetesi yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava, gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra önceki gün başladı. Duruşmanın 3. gününde savunma yapan Ahmet Şık, savunmasını “Kahrolsun istibdat, yaşasın…


23 NİSAN 2017’de Çocuklara Sesleniş

23 NİSAN 2017’de Çocuklara Sesleniş Ülkemin, Ortaoğu’nun ve dünyanın Tüm çocukları; bilemezsiniz sizi ne çok seviyorum ve o yüzden de sizler için ne çok kaygılanıyorum. Hepinizi ve ayrı ayrı her birinizi; tıpkı bir annenin çocuğunu, bir dedenin torununu sevdiği gibi seviyorum. Dünyanın bütün kıtalarında hepinizin oyuna, sevgiye doyarak, bolluk içinde yaşamanızı çok istiyorum, bilemezsiniz. Barış içinde bir dünyada, her türlü tehlikeden uzak; kumlar, toprak ve çimenler çıplak ayacıklarınızla koşarak; kelebeklerle, kuşlarla yarışarak; kedi ve köpek yavrularıyla oyunlarınızı paylaşarak yaşayacağınız günlerin gelmesini ne çok istiyorum…   Ne yazık ki bugünler, henüz o günlerden çok uzak.  Sizler için çok endişeleniyorum; çok korkuyorum: Çünkü dünya nüfusunun küçük bir…


REFERANDUMA BİR KALA

REFERANDUMA BİR KALA                                                               Yusuf ERDEM   SORU – 3: İşçi sınıfına, emekçilere ve bütün ezilenlere nasıl bir anayasa gerekiyor ve bunun için nasıl bir mücadeleyi göze almalıyız?   Biz işçi ve emekçiler, yaşayarak ve ağır bedeller ödeyerek şunu çok iyi öğrendik:  Bize gerekli olan anayasayı ve yasaları hiç kimse bize bahşetmeyecek; hele özgürlük düşmanı burjuvazinin ve onun demagog sahtekar politikacılarının tatlı dillerine kanıp da onlardan demokrasi veya demokratik yasalar, demokratik bir anayasa  beklemenin sonucu ve bedeli bizler için çok ağır ve yıkıcı oluyor.   Artık biliyoruz ki  bize lazım olan, Anayasa’yı, yasaları, hak ve özgürlükleri dişe diş bir mücadele ile ancak kendimiz kazanabiliriz.…


Yaşlı Bir Devrimcinin Kadınlara Çağrısı

  YAŞLI BİR DEVRİMCİNİN KADINLARA ÇAĞRISI                                                                          Yusuf ERDEM   ŞİLİ diktatörü Pinochet’e karşı 1988 referandum-(Plebiscito-)unda Şili kadınlarının “Hayır!” diyen şarkısının sözlerini okuyunca, “Eğer isterlerse bizim kadınlarımız, kim bilir ne güzel türküler, şarkılar, ezgiler yaratırlar, ne harika sözler üretirler ?” diye düşündüm. Evet, bütün kriz ve savaş ortamlarında en büyük acıyı hiç kuşkusuz kadınlar çeker ama; onların en büyük yaratıcılıkları, en göz kamaştırıcı yiğitlikleri de ancak böyle zamanda ortaya çıkar. Ben bir devrimci olarak hep şuna inandım: Toplumun yarısını oluşturan, diğer yarısını da doğurup yetiştiren kadınların bütün enerjileri, yürekleri ve yaratıcılıklarıyla katılmadıkları hiçbir toplumsal mücadele başarıya ulaşamaz. Kürt, Türk, Çerkez, Ermeni, Rum, Musevi, Ezidi, Boşnak……