BİLDİRİ : UYARIYORUZ !


UYARIYORUZ !

BİZLER emek, demokrasi, temel hak ve özgürlükleri, halklar arasında barışı savunan; ülkemizin içine itildiği durumdan acı duyan, işe, aşa, özgürlük ve barışa hasret emekçiler ve sorumlu yurttaşlar olarak;

SİZLERİ SUÇLUYOR, UYARIYORUZ! OHAL’inizi ve bu hallerinizi REDDEDİYORUZ!

  • Susmayı ve susturulmayı reddediyoruz: Bizleri susturamayacaksınız, başarısız darbeyi “Allah’ın bir lütfu” olarak nitelediniz ve beş gün sonra OHAL’le başarılı bir darbe yaptınız. 12 Eylül’ün faşist ruhunu geri getirdiniz; emek, demokrasi, özgürlük ve barış güçlerine karşı topyekun bir savaş başlattınız. Ve Demokratların, emekçilerin, Alevilerin, ezilen halkların gazetelerini, televizyonlarını, radyolarını kapattınız. Yüzden fazla mesleğinin yüz akı gazeteciyi zindanlara attınız. Böylece bizleri susturabileceğinizi sanıyorsunuz. Gerçeklerden korkuyorsunuz; yalanlarınızı, talanlarınızı açığa vuran, uykularınızı kaçıran, korkularınızı büyüten, gerçeklerin haykırılmasını engellemek istiyorsunuz. Bizler susmayı reddediyoruz. Her durumda, her koşulda gerçeğin sesini haykırmayı sürdürecek, gerçekleri halkımıza duyurmanın mutlaka çeşitli yolarını bulacağız.
  • Barış düşmanı ayrımcı politikalara son! Bizler bu kadim topraklarda bütün renkleriyle barış ve kardeşlik içinde yaşamaya hasret, farklı kimlikleri, dilleri ve çok zengin, çok katmanlı kültürleri olan halklarız. Bizi inkâr, imha ve asimile etmeye çalıştınız, çalışıyorsunuz. Bizleri birbirimize düşürmek, birbirimize kırdırmak istiyorsunuz. Bizler bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu tuzaklarınıza düşmeyeceğiz. Bizi yok edemediniz, yok edemeyeceksiniz. Bizler el birliğiyle bu kadim topraklarda emeğin, kardeşliğin, barış ve özgürlüğün yaşandığı bir yapıyı inşa edeceğiz.
  • Öğretmenime dokunma! Haksız hukuksuz açığa almalara, ihraçlara son! Onlar tüm olumsuz koşullara, bilim düşmanı gerici yöneticilere rağmen gece gündüz kan ter içinde çalışarak çocuklarımızı özgür düşünen, sorgulayan, araştıran, doğa, insan ve yaşam sevgisiyle dolu vicdanlı birer birey olarak yetiştirmeye çalışıyorlar. Bilimsel, laik ve parasız bir eğitimi savunuyorlar. Sınavlarda yüksek başarı gösteren öğretmen adaylarının haklarını -zırva sorular ve kişiliksiz uşak ruhlu yöneticileriniz eliyle- gasp eden mülakat rezaletine son! Öğretmenlerime ve sendikalarına dokunma. Biz veliler olarak, halk olarak onların grev ve toplu sözleşme silahlarıyla donanmış, genel ve dayanışma grevine yer veren gerçek bir sendikaya kavuşma mücadelelerini destekliyoruz.
  • “TEK”çi faşizan anlayışı reddediyoruz. Tarih bize öğretti ki, Faşizm; tek düşünce, tek din, tek mezhep, tek dil, tek renk, tek ses, tek reis (şef, duçe, führer) demektir. ve aynı zamanda zalim yöneticilerin ve sermayenin birer kör aleti, vurucu gücü haline getirilmiş milyonlar demektir. Sizin getirmek istediğiniz eğitimin, çocuklarımızın düşünce ve yaratıcı güçlerini dumura uğratmasına, onların sermaye güçlerinin, uyuşturucu ve din baronlarının aleti olmalarına izin vermeyeceğiz.
  • Aydınlarıma, sanatçılarıma dokunma: 12 Eylül artığı YÖK’e ve suç ortağı cemaatler iktidarına rağmen Bilimin, sanatın, yaratıcı özgür düşüncenin, aydınlığın üreticisi olan; kamu çıkarlarını, halk sağlığını ve doğal yaşamı savunan bilim insanlarıma ve sanatçılarıma dokunma.
  • Emekçilere onların kazanılmış haklarına Dokunma: OHAL kararnameleriyle size muhalif olan tüm kesimleri ve özellikle de işçi sınıfımızı ve emekçileri hedef olarak seçtiniz. OHAL düzenini överken sarf edilen, “Grev, boykot, ıvır zıvır kalmamıştır.” sözü sizdeki emek düşmanlığının hangi noktalara vardığının ifadesidir.

İzlediğiniz politikalar hiç de akıllıca değildir; korkunun, paniğin, şaşkınlığın ve iktidardan düşme korkusunun yarattığı zalimliğin dışa vurumudur.

ÇÖZÜM;

Çözüm; toplumsal gerçek demokrasidir. Kendimizi de, kentimizi de doğrudan kendimiz yönetmek istiyoruz. Belediyelerimize kayyum olarak atanan gerici bürokratları reddediyoruz; onlar asla kendi irademizle seçtiğimiz, desteklediğimiz ve her an denetlediğimiz yöneticilerimizin yerini alamaz.

Çözüm; dişe diş bir mücadeleyle kazanılmış haklarımızı savunmak, özgürlüklerimizi genişletmek ve pekiştirmektir.

Çözüm; bu topraklarda yaşayan inanlar arasında: kimlikler, inançlar ve kültürler arasında hiçbir fark gözetmeyen bir eşitlik ve adalet anlayışını geçerli kılmaktır.

Ve nihayet çözüm;; tarihin yaratıcısı olan emekçi halkın, yani nüfusun % 99’unu oluşturan bizlerin kendi kaderimize el koymamızdır ve en başta bütün kötülüklerin anası olan vahşi kapitalizmin ve onun kahrolası özel mülkiyet düzeninin ortadan kaldırılmasıdır.

Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız ve mutlaka kazanacağız.

Gücümüz ve iyimserliğimiz; haklılığımızdan ve geleceğin bize ait olduğunu bilmemizdendir. Sizin sınıfınız burjuvazi, tarihsel ömrünü çoktan tamamlanmıştır. Siyasetçilerinizin siyasi ömrü ise bitmek üzeredir. Yeterince örgütlü olmadığımız için tarihten gün çalmaktadırlar ve tarihsel ve siyasi ömürleri suni olarak uzamaktadır. Biz örgütlendikçe, cesaretle ayağa kalktıkça, korkularınız daha da büyüyecektir. Korkularınız arttıkça zulmünüz de artacak; zulmünüz arttıkça yalanlarınız etkisini yitirecek, talanlarınız apaçık ortaya çıkacak ve yaptığınız bütün haksızlıkların, işlediğiniz bütün cinayetlerin hesabı sizden teker teker sorulacaktır.

Uyarıyoruz!