İki Kısa Anektod


İKİ KISA ANEKDOT

Komünist bir Kürt yoldaş; yürek burkan iki olay anlattı ki, bence mutlaka yazılıp kalıcı hale getirilmeli ve tüm vicdanlı insanlarla paylaşılmalı:

-1-

İsviçre’ye kaçan ve iltica talebinde bulunan bir Kürt avukata, İsviçreli yargıç şu soruyu sormuş:  

— Yetişkin, eğitimli, aklı başında bir insansın; üstelik avukatsın. Niçin memleketini terk ettin ve neden iltica etmek istiyorsun?

–Niçin mi iltica etmek istiyorum Sayın Yargıç? Eğer iltica talebimi reddetmez de kabul edersiniz, uzun yıllardır ilk defa bu gece huzur içinde, korkusuz bir uyku uyuyacağım. Gece yarısı alıp götürülme, işkence veya öldürülüp yol kenarına veya kireç kuyularına atılma korkusu olmadan…

-2-

Evini, memleketini, köyünü terk edip İstanbul’a gelen ve özellikle ilk zamanlarda büyük sıkıntılar çeken bir Kürde bir arkadaş, ne akla hizmet evini ocağını terk edip de bu sıkıntılara katlanmak zorunda kaldığını sorar. Aldığı cevap şudur:

–Beyim; alıp götürmelerine, köy meydanında toplayıp hakaret etmelerine, küfretmelerine, işkence etmelerine veya içimizden birini götürüp öldürerek cesedini bile yok etmelerine bile insan dayanabiliyor, alışabiliyor. Ama beyim evimizi benim, çoluğumum çocuğumun başına yıktılar. İnsan, evinin başına yıkılmasına alışamıyor. Bu bambaşka bi’şey.